Ana içeriğe atla

Khora- Başangıç

 



Nükleer savaşlar, büyük depremler ve küresel ısınma sonucunda jeolojik yapısı değişen dünyanın yeniden yapılanması kapsamında Tatolya Ülkesi bilim insanları yeni bir proje geliştirdiler. Bitkilerden alınan genlerle üretilen yeşil hayvanlar, fotosentezle kendi besinlerini üretip, doğa kaynaklarını tüketmeden uzun ve dingin bir yaşam sürebiliyorlardı.

Giderek canlanıp, eski yeşil günlerine dönmekte olan çevre, projeyi kendi amaçlarına uygun bir şekilde uygulamak isteyen güçlerin de dikkatini çekmişti.

Böylece projeyi amacından saptırmak istemeyen bilim insanlarıyla onu ele geçirmek isteyenler arasında akıl almaz bir kovalamaca başladı.

 

“Kahraman İsbaş halkı! Ne denli sıkıntılar içinde olduğunuzu, birçoğunuzun koşullara dayanamayıp İsbaş’ı terk ettiğini biliyorum. Büyük şehirde yaşamanın da bir bedeli vardır. Savaşın dünya ülkelerini ne hâle getirdiğini hepimiz yaşayarak gördük. Belki de savaşta ölenler bizden daha şanslıydılar. Çünkü onlar bugün bizim çektiğimiz sıkıntıları görmediler. Otuz yıldır yaralarımızı kapatmaya çalışıyoruz ama bugün sizlere müjdeli bir haber vermek istiyorum! Ülkemizin dünya çapında değerli bilim insanları, çevreyi yenilemek ve sizlere besin kaynağı oluşturmak üzere Yeşil Hayvanlar Projesi’ni oluşturdu.

İşte, huzurunuzda mucize tavuk! Bunun gibi yeşil ineklere ve hangi hayvanı istiyorsanız hepsine kısa zamanda sahip olacaksınız. Haklı olarak diyeceksiniz ki, ‘Bu hayvanları nasıl besleyeceğiz; bize hayvanlarla birlikte yem de verecek misiniz?’ Hayır, vermeyeceğiz! Bu hayvanlar bir şey yemeden gelişip büyüyecek, sizler de yumurta, süt, peynir, yoğurt gibi temel ihtiyaçlarınızı kolayca elde edebileceksiniz.”


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Telesezi

Tufan sık sık aynı kâbusla rüyalarından ter içinde uyanıyordu. Tekneden denize düşüyor ve denizin diplerinden gelen bir kadın kollarını ona doğru uzatıyordu. Peki bu kâbusun bir anlamı var mıydı? Araştırmalar sonucunda bugüne kadar rüyaların sadece geçmişte yaşanılanları hatırlattığını düşünen Tufan, elindeki verileri değerlendirip, beynin gizemli bir bölümünün gelecekle ilgili olasılıkları da hesaplayabileceği kanısına varacaktı. Dr. İlker Selman yeni romanı Telesezi’de okuru, insan psikolojisinin derin sularında yüzdürüyor. “Ne olduysa aniden oldu. Denizlerin Efendisi Poseidon, oğlu rüzgârların prensi Aiolos’la şakalaşırken, diğer mitoloji kahramanı Thor da onların eğlencesine yıldırım çakıp, yağmur dökerek eşlik ediyordu. Ege Denizi, süper kahramanların eğlencesine sahne olurken, oluşan fırtına tekneye güç anlar yaşatmaya başladı. Baba, güçlü kollarıyla teknenin yelkenlerini indirdiğinde, hemen karşısındaki ıssız adayı fark etti. Dümeni adacığın rüzgâr almayan tarafına yönelti

Tahta Kılıçlar

Masalsı bir ülke olan Açelya’nın şirin Kayın Köyü, komşu bölgelerin tehdidi altındadır. Odun çağıyla birlikte tüm ülkelerde, azalan insan nüfuzunu korumak amacıyla, bakır ve demirden oluşan ölümcül silahların kullanımı yasaklanmış, onun yerine tahta kılıçlar kullanılmaya başlanmıştır. Savaşı umursamayan halk, günlük yaşantılarına umutlarını kaybetmeden keyifle devam etmektedir. Absürt komedi romanı Tahta Kılıçlar ile Dr. İlker Selman, okuru fantastik bir yolculuğa çıkarıyor. Paralel evrende geçen bu kayıp zaman aralığında, insanoğlu her dönemde olduğu gibi yine benzer sorunlarla boğuşmaya devam ediyor. “Mancınık rampasından süratle fırlayan Yıldırım, yükseldiği son noktada kol ve bacaklarını açarak inişe geçti. Vücuduyla birlikte sırtından iki yana doğru açılan devasa yelken kanatları havayla dolunca, düşüş hızı oldukça azalan Yıldırım, derin bir nefes aldı. Yükselirken sıkıca kapattığı gözlerini açan delikanlı, ancak o zaman nerelerde uçtuğunu fark etti. Dev bir kartal gibi süzülürken

Dr. İlker Selman / Bilimkurgu Romanları