INF-X
Küçük
Serkan, tavan arasındaki tahta sandık içinden o eski albümü çıkarıp, sayfalar
arasında büyükannesinin siyah beyaz fotoğrafı üzerindeki tozları üflemeseydi,
yıllarını kristal tabutunda metabolik faaliyetlerini minimuma indirip, latent
bir evre geçiren Inf-x, yeniden hayata dönmek için kim bilir ne kadar yıl daha
bekleyecekti?
Yaşamını
yönlendiren genetik koduna uygun ortama doğru uçarken, diğer kristalize olan
arkadaşlarından çok daha şanslıydı. Geniş mağara ağzından karanlık, nemli, yumuşak
zemine iniş yaptığında uzun yıllar özlemle beklediği yaşam habitatına
kavuşmuştu. Genlerinden gelen uyarıyla kristal kabuktan kurtuldu.
Inf-x,
protein kılıftan oluşan giysisinden uzanan kollarıyla nemli yüzeyde esnek bir
bariyere tutundu. Salgıladığı enzimle kendi genetik materyalinin geçebileceği
bir delik oluşturan Inf-x, protein giysisini yumuşak duvarın dışında bırakarak,
yaşam ipini jölemsi sıvının içine bıraktı.
Serkan
çatı katından elinde eski albümle odasına indi. Evde kıyıda köşede kalmış,
antika eşyalara karşı büyük bir merakı vardı.
Aynı
anlarda Inf- x belli bir sirkülasyonda dönen jöle odanın içinde asılı duran ama
büyük bir titizlikle çalışan makinelerin yanından dikkatle geçti. Kendisi gibi
jöleye giren değişik maddeler mıknatıs gibi kendilerini bekleyen organellere
doğru çekiliyorlardı. Büyük bir patlamayla etrafında şimşekler salan enerji
santralinden çevreye büyük bir ısı yükseldi. Santrale giren iki farklı madde
tepkimeye uğrayıp, enerji çıkışına neden olmuştu.
Bu
arada jöle odanın merkezinde büyük bir toplantı yapılıyordu. Jöleye giren
yabancı bir yaratık haberi komuta merkezinden algılanmış, telaş yaratmıştı.
Jölede
dolaşan devriyeler, ortama giren yabancı yaratığın etrafını çevreleyip, onu
kıskıvrak yakaladılar. Değişim merkezine getirilen Inf-x , hakkında verilecek
kararı beklemeye başladı.
Oda
yöneticisi, değişim odasında tutuklu olan Inf- x için gerekli şifreyi taşıyıcı
ekibe iletti. Yönetim merkezinden ayrılan taşıyıcılar, değişim odasında
bekleyen Inf-x’in protein yapısını kendi jöle kıvamlarına dönüştürebilecek
genetik şifreyle birlikte değişim merkezine ulaştılar.
Ne var ki beklenen değişim gerçekleşmedi.
Inf-x daha güçlü genetik yapısıyla merkezden gelen şifreyi kendi protein
yapısına dönüştürünce, jöle odada tüm mekanizmalar durdu. Inf-x sistemi ele
geçirdikten sonra jöle içine enjekte olan genetik materyalinin üzerini tekrar
protein kılıfıyla çevirip, kendine benzer onlarca Inf-x’ler üretmeye başladı.
Oluşan Inf-x yaratıklar jöle yaşam odasını yok etmek için liderleri Inf-x’in
vereceği emri beklemeye başladılar.
Jöle
yapıyı çeviren duvar patlatıldığında yaratıklar çoğalmış şekilde araziye
yayıldılar. Artık çok güçlüydüler. Etrafta bulunan komşu jöle duvarlarına
tutunup, bölgeyi tamamen istila etmeye hazırlandılar.
Ertesi
gün Serkan anneannesine fotoğraf albümünü gösterdi. Mualla Hanım, fotoğraftaki
annesi Nahide Hanım’ın yanında oturan küçük kızı işaret etti.
“Bu
benim, Serkan.” dedi.
Serkan
fotoğrafı yerinden çıkarıp, yakından baktı.
“Sen de
anneme benziyormuşsun.”
“Akrabalar,
birbirlerine benzerler.” dedi yaşlı kadın.
Serkan
elindeki fotoğrafa doğru hapşırdı.
Başka
jöle odalara girmeye çalışan Inf- x yaratıklar büyük bir hızla burun
mukozasının nemli yapısından fırlayıp, boşluğa yayıldılar.
Inf-x,
Nahide Hanım ve kızının siyah beyaz fotoğrafına konduğu anda ideal habitatından
uzaklaşıp, yine o eski fotoğraf üzerine yerleştiğini anlamıştı. Süratle protein
kılıfının üstüne koruyucu kristal kabuğunu oluşturmaya başladı.
Nahide
Hanım’ın fotoğrafı gibi Inf-x de onunla birlikte tekrar sessiz, pasif giderek
solan bir yapıya bürünüyordu.
Dr.
İlker Selman
Yorumlar
Yorum Gönder